11 Haziran 2025

DAVETSİZ MİSAFİR - SOPHİE KİNSELLA


   Kinsella seviyorum. Eğlenceli bir şeyler okumak istediğimde de genelde onu tercih ediyorum. Yeni kitaplarını da sürekli takip ettiğimden bu kitabını çok geç fark ettiğimi anlayınca şaşırdım açıkçası. Kitaplığıma üç dört kere baktım, acaba aldım da aldığımı mı unuttum diye. Bunu yaptığım oldu daha önce. Aynı kitabı iki - üç kere alınca liste tutmaya başladım. 
 Neyse, bu kitabın konusu ile çok yerde bağdaştırdım kendimi ama karakterin bazı hareketlerini de fazla çocuksu buldum. Kitap yine de her şekilde okunası ama eski kitaplarına göre bir tık zayıf geldi bana. Özellikle Kinsella sevenlerin seveceğini düşünüyorum. Şöyle tebessüm ederek - gülerek okuyacağım bir kitaba başlayım derseniz de tercih edebilirsiniz. 
   Tavsiyemdir. 

09 Haziran 2025

YOL - CORMAC McCARTHY

 


  Yol, oğlumun kitaplarından biriydi. Sürekli yaptığım ve her birinde en az beş yüz kitap bulunan alınacak / okunacak kitaplar listelerimden birinde de yer alıyordu ama büyük ihtimalle ona yıllar sonra ancak sıra gelirdi.  Elimdeki kitabı bitirdikten sonra şimdi hangi kitaba başlasam diyerek kütüphanemin karşısında düşünürken oğlum direkt Yol'u oku deyince kabul ettim ve iyi ki okumuşum. 
 Kitap Pulitzer ödüllü. Yazarı ilk defa okuyordum. Anlatımı değişikti bu yüzden ilk başladığımda yadırgamadım değil ama okudukça o basit anlatımındaki derinlikleri sevdim. Post apokaliptik (kıyamet sonrası bilimkurgusu) olması da ayrıca hoşuma gitti. Bu türde çok az kitap okuduğumu fark ettim. Türün diğer örneklerinden de kitaplar okumaya çalışacağım ara ara. 
  Tavsiye ediyorum. İlk başta çok beğenmeseniz de devam etmenizi de öneriyorum. Okudukça sarıyor, seviyorsunuz ve tarzına alışıyorsunuz. Okuma listenize mutlaka ekleyin ve benim yaptığım gibi çok da ötelemeyin. 

08 Haziran 2025

KÜÇÜK BÜYÜK TÜM CANLILAR - JAMES HERRİOT


 Küçük Büyük Tüm Canlılar, 20. yy başında doğmuş bir veterinerin 1930'larda geçen meslek hayatına dair anılarından oluşuyor. Dizisi de var. Ben diziyi izleyip çok sevince kitabını da aldım. Kitapta ve dizide işlenen konular çok farklı. Kitap baştan aşağıya çeviri yanlışlıkları ve hatalarla dolu. Harriot'un anıları çok tatlı ama Türkçeye çevrilmiş haliyle okuması bir işkence, dizisi çok daha keyifli. 

  Bu arada bu kitapla, anı tarzı kitapları bir olay örgüsü olmadığı için çok yavaş, günlere yayarak okuduğumu fark ettim. 

  Hayatım boyunca - önce kitabını okuyun- ve - kitabı dizisinden / filminden daha güzel- dedikten sonra ilk defa bu eser için  kitabını asla ama asla almayın, mümkünse dizisini izleyin diyorum. Önce diziyi izlememiş olsaydım ilk beş sayfadan sonra asla bu kitabı okuyasım gelmezdi. Çok güzel bir esere yazık etmiş yayınevi. Kitap değil dizi tavsiyemdir :O).

03 Nisan 2025

GECE BÜLTENİ - PETROS MARKARİS


   

      Petros Markaris'i, Ahmet Ümit sayesinde keşfettim. A. Ümit zaman zaman İnstagram hesabında kitap duyuruları yapıyor, sevdiği yazarları paylaşıyor. Ben de takipteyim zaten ve okumadığım yazarları ve kitapları not edip fırsat buldukça alıyorum. 

  Markaris'i duymamıştım, dolayısıyla okumamıştım da. Polisiye türünde okumaya son senelerde başladım diyebilirim aslında. Bilmediğim pek çok yazar ve kitap var. Yeni önerilere her zaman açığım o yüzden. Yavaş yavaş polisiye dünyasının içine girmeye çalışıyorum. Markaris de yeni keşfettiğim sevip tüm Türkçeye çevrilmiş kitaplarını okuduğum bir yazar oldu. 

  Costas Haritos baş karakterimiz. Eşi ve kızı, bir iki tane dostu ve bazı iş arkadaşları romanda sıklıkla yer alan temel karakterler. Markaris'in şu an Haritos polisiyesi olarak Türkçe yayınlanmış 13 kitabı mevcut. Yukarıda saydığım kişiler her kitapta yer alıyor .Bazı olaylar birbirinin devamı şeklinde diğer kitaplarda da yer alıyor. Yani mesela bir kitapta iş arkadaşı nişanlanıyorsa , sonrakinde düğünü olabiliyor, bir sonrakinde eşi hamileyken sonrakinde ise bebek doğmuş şeklinde yer alabiliyor. Ben sıralı okumayı tercih ettim ve böylesi daha çok hoşuma gitti. Karakterlerin hayatındaki devamlılığı daha rahat yakaladım böylece. Rastgele de okusanız her kitapta işlenen cinayet ayrı olduğundan kopuk hissetmezsiniz. 

 Gece Bülteni'ne gelirsek, benim yazara merhaba dediğim kitap da olduğundan ilk birkaç bölümde bir resmiyet oldu aramızda ama alıştıktan sonra çok sevdim kendisini. İlk okuduğum yazarlarda hemen tüm kitaplarını almak yerine bir kitabıyla başlayıp seversem devamını getiriyorum. Markaris'in tüm kitaplarını almaya karar verdim. Biraz durağan bir kitap. Daha doğrusu polisiye bir kitaba göre biraz durağan. Kovalamaca, kan, dehşet, ardı arkası gelmeyen cesetler arıyorsanız Markaris size göre değil zaten. Biraz daha insani, duygusal ya da psikolojik yönleri de içeren cinayetler istiyorsanız, tam yerindesiniz. 

Ben diğer kitaplarıyla Markaris okumaya devam edeceğim. Sizlere de tavsiyemdir...

31 Mart 2025

YEŞİLİN KIZI ANNE - L.M. MONTGOMERY


    Dört sene kadar önce dizisini izlemiş ve bayılmıştım. Hem Anne karakterine hem de dizinin geçtiği yerlere ve döneme. O sıralarda ilk üç - dört kitabı çıkmıştı, onları da almıştım. Serinin sekiz kitap olduğunu bilmiyordum. Daha sonra yeni çıkan kitapları gördükçe bunları da alayım, seriyi tamamlayım, bir ara da okuyayım diyordum hep ama erteleyip de duruyordum bir yandan. Geçenlerde yine bende olmayan kitaplara rastlayınca daha fazla ertelemedim ve eksik tüm kitapları tamamladım. Ardından da yavaş yavaş okumaya başladım. 

  Dizi tabi ki çok güzel ama kitap diziden daha güzel. Dizimiz her ne kadar kitabın yazıldığı dönemde geçiyor olsa da yine de modern dokunuşlar var ve kitaplarda bu olmadığından direkt o dönemin yaşam tarzını ve bakış açısını yansıtıyor. O yüzden de kitabını okumak daha güzel geldi bana.

  Anne, sevilesi bir karakter. Yazar da güzel anlatmış. Çeviri de iyi gibiydi. Rahat ve kısa sürede okunan bir kitap zaten. Ben paralelinde iki - üç farklı kitaba da başladım. Öyle olunca daha da sıkmadan okundu, bitti. Tavsiyemdir. 

04 Mart 2025

KISKANÇ ADAM - JO NESBO


   Öykü kitaplarını hiç sevmem, Öykü diye tanıdığım biri vardı, onu da sevmezdim (Eminim ki çok tatlı ve sevilesi Öyküler de vardır ama bana denk gelmemiştir.). Neyse, çok kısa ve derinliksiz geliyor bana öyküler. Yetmiyor, doyurmuyor. Uzun uzun anlatılan olayları okumak istiyorum, karakterleri daha derinlemesine tanımak istiyorum ama öykülerde bu mümkün olmuyor. 

   Sevmediğim için normalde hiç öykü kitabı almam, elime geçse de okumam. Jo Nesbo'nun yeni kitabını görünce içeriğine bile bakmadan alıp kitaplığıma koymuştum. Bir süre sonra artık okuyayım diyerek elime aldığımda gördüm 7 öyküden oluşan bir kitap olduğunu. Açıkçası kötü bir sürpriz oldu benim için. Sırf Nesbo olduğu için yine de bir şans verdim ve Nesbo'nun öykülerini sevdim. 
 
 Güzel yazan bir yazar. Öyküleri incelikli, kalemi okunası. Nesbo seviyorsanız okuyun, öykü seviyorsanız okuyun. Aslında öykü sevmiyorsanız da okuyun, tavsiyemdir. 

03 Mart 2025

BUDDENBROOKLAR - THOMAS MANN


      Buddenbrooklar, Thomas Mann'ın 25 yaşındayken yazdığı ilk romanı. Karakterleri yaratırken ailesinden yola çıktığı için otobiyografik yönü de var. 1929'da bu kitabıyla Nobel Ödülü'nü de kazanmış. 

   Romanı genelde kısa bölümler şeklinde yazmış. Bu bence okumayı kolaylaştırması açısından iyi olmuş. Her elime aldığımda en az bir bölümü bitirip öyle bıraktım. Hoşuma gitti bu şekilde okumak. 

  Kitabın başlangıcını bir yemek davetiyle yapması ilk girişte bir sürü insanla tanışmamızı gerektirdiği için biraz zorlayıcı olmuş. Aile bireyleri kim, kim misafir, isimler yabancı, bir sürü ünvan var, kim kimdi derken bir kafa karışıklığı yaratıyor. Sayfalar ilerledikçe tabi ki bu sorun da çözülüyor. 

 Kitaba beni bağlayan yönlerden biri de 19.yy'da geçmesi oldu. Değişik bir dönem, önceki yüzyıllardan birine ait alışkanlıklar, teknoloji, yaşam tarzı, ahlak anlayışı derken tarihsel bir incelemeyi edebi bir zevk alarak yapmış gibi hissettim kendimi.
  Kitapta dikkatimi çeken noktalardan biri yazarın bir kahvaltı anını "Her biri 25 marka satın alınmış sandalyelerine oturmuş, kahvaltı yapıyorlardı." diyerek anlatması. 1850'li yıllardan bir sahne ve ahşap ya da demir sandalye, kolçaklı ya da kolçaksız, rahat - rahatsız sandalye değil "25 marka alınmış sandalye" diye anlatması ilgimi çekti. Neden böyle bir yol seçtiğini bilmiyorum. 
  Kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Ben de okurken keyif aldım ama bir daha okurum, hep okurum diyeceğim kitaplardan biri değil yine de kendisi...

DAVETSİZ MİSAFİR - SOPHİE KİNSELLA

   Kinsella seviyorum. Eğlenceli bir şeyler okumak istediğimde de genelde onu tercih ediyorum. Yeni kitaplarını da sürekli takip ettiğimden...